Page 21 - Kalite Bülteni 6. Sayı
P. 21

KALİTE

                                                                                                     Sayı: 6 / Mayıs / 2024

       İkinci bölüm olan “insanlar”da konularımız, işleri öncelik sırasına koymaktan sonra en önemli yeri tutan
      insanlara görev vermek, patronla ve öteki insanlarla uğraşmak gibi sorulardır. Yeni şirket modellerinde
      en önemli unsur insan yani müşteridir. Yönetici artık bir polis değil, bir denetimci bir yönlendiricidir. Yeni
      yönetici, artık bir danışman, işleri kolaylaştıran ve çalışanı destekleyen
      biridir. Yöneticinin etkili olması, insanlarla ilişkisine bağlıdır. İletişim
      becerisi, görev verme, liderlik ve şirketin hem içindekilerle hem de
      dışındakilerle uyum içinde çalışmaktır. Yöneticilik, emirler vererek
      işlerin yapılmasını sağlamaktır. Bu tanım, insanlara görev vermek
      anlamına gelir. Eğer iyi bir yönetici olmak istiyorsanız, çalışanlarınızı,
      size sorunları değil, her zaman önerilerini getirecek biçimde eğitin,
      görev verme sanatını öğrenip görsel bir yönetici olun. Her zaman
      hedefleri görev olarak verin, insanlara sonuç olarak nelere
      ulaşmalarını gerektiğini anlatın, sonra da bu sonuçlara nasıl ulaşacaklarına karar vermeleri için biraz
      özgürlük tanıyın. İnsanların süreçte başlamasını sağlayın.


      “Bunu Niye Yaparız” adlı üçüncü bölümde anlatılan belirtiler üzerinde yoğunlaşıp, sorunların altında
      yatan nedenleri göremememizdir. Sorunların en iyi çözümü temeldeki problemleri tespit edip onları bir
      daha ortaya çıkmayacak şekilde çözmektir. Net hedeflerimiz ve bir stratejimiz olmadan hareket ederiz.
      Olayların akışına kendimizi bırakıp zamanın parmaklarımız arasından akıp gitmesine izin veririz. Birçok
      durumda tutumlarımız ve inançlarımız başka şey söyler ama başka türlü davranırız. Perhiz yaparken
      güzel bir pasta ikram edilse yer o anki lezzeti düşünerek perhize yan veririz devam ederiz. Uzun vadeli
      planlarımızı ihmal etmememiz ve açan olay ve hoş işleri yaparak büyük planlarımızı mahvedebiliriz. Bu
      amaca ulaşmaması için hedeflerimizi belirleyip onlarla için çalışacak kadar güçlü ve iradeli olmalısınız.
      Birçok yönetici, başarının kendisinin ön plana çıkarır. Fakat başarısız olursa, patronun kabahati, toplumun,
      öyle, çok şanssızım ve benim suçum değil gibi bahanelerle kendini avutur. İşin kötü tarafı orada gerçekten
      suçlanacak bir kimse yoktur, iyi tarafı ise problemin çözülebilir olmasıdır. Biz alışkanlıklarımıza bağlı
      varlıklarız ve onlar bizim hayatımızı kolaylaştırır. Örneğin, araba kullanmak bir alışkanlık meselesidir.
      Kötü olmasına rağmen sürdürdüğümüz alışkanlıklarımız da vardır ve bunları değiştirmemiz gerekir.
      Bunun için:
             * Nasıl bir değişiklik yapmak istediğinize karar verin ve hemen bu değişikliği yapın.
             * Bir anda çok şey değiştirmeye kalkışmayın. İlk değişiklikte ustalaştıktan sonra ikincisine geçin.
             * Yeni davranışlarınızı için kendinize net ve ölçülebilir başarı standartları belirleyin.

             * Asla ve asla istisna kabul etmeyin.
             * Sonuçların aniden değişmesini ummayın. Bu zaman ve çaba gerektirebilir.


      Son bölümde ise yazar,  bize yön vermesi için hedeflere, bu hedeflere ulaşmak için plan yapmaya
      gereksinimimizi olmadığını ve kat ettiğimiz yolu bu plana düzenli olarak karşılaştırmamız gerektiğini
      anlatmaktadır. Neye ihtiyaç duyduğumuzu bilmezsek zamanı kontrol edemeyiz. Hedefler zamana anlam
      verir ve yapmamız gereken seçimler ve ilkeler oluşturur. Net hedeflerimiz olmazsa zamanı iyi kullanmak
      anlamsız kalır. Başlıca, kişisel, ailesel, işsel ve toplumsal konularda net hedeflerimizi oluşturmalıyız.


        Hepimizin  yaşamımıza  anlam  katan,  bizi  insanlığın  bir  parçası  yapan  ve  sonuç  olarak  uğruna
      savaşacağımız  değerlerimiz vardır. Değerlerimiz liderlerimize güdümümüzü dayandığı  noktalardır.
      Davranışlarımıza heves, bağlılık ve enerji verirler. Hiç bir baskı içimizden kaynaklanan bir baskıdan
      daha güçlü olamaz. Bu baskılar yaşamımızın renklerini belirler ve her olaya karşı davranış biçimimizi
      düzenlerler.


                                                                                                                 21
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26