Düşünce Hayatımızda ve Kültürümüzde Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu (21-22 Mayıs 2015)

Düşünce Hayatımızda ve Kültürümüzde Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu (21-22 Mayıs 2015)

Bayburt Üniversitesinde “Düşünce Hayatımızda ve Kültürümüzde Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu” başladı. Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, “Dede Korkut’un soluğu bizimi insanımızda hala yaşıyor. Dede Korkut, kültürümüze entegre olmuş bir şekilde bizim adeta kanımız, damarımız gibi bir şeydir.”dedi. 

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Merkezi Başkanlığı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu Unesco Türkiye Milli Komisyonunun paydaş olduğu sempozyuma Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun’un yanı sıra Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, Belediye Başkanı Mete Memiş, Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Merkezi Başkanı Prof. Dr. Turan Karataş, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Ak Parti Bayburt Milletvekili Adayı, Maliye Bakanlığı Eski Müsteşarı Naci Ağbal, Başbakanlık Başdanışmanı Vedat Bilgin,  İl Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu,  İl Adalet Komisyonu Başkanı İsmail Deniz, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Bayburt Üniversitesi Yeni Kampüs Konferans Salonu’nda gerçekleşen sempozyumun açılışında konuşan Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Merkezi Başkanı Prof. Dr. Turan Karataş, bir oğuz bilgesi olan Dede Korkut’un milletimize ve kültürümüze ve insanlığa eşsiz armağanı olan Kitab-ı Dedem Korkut’u yâd etmek, bu klasik eseri daha yakından tanımak ve onunla ilgili yeni okumalara kapı aralamak üzere Dede Korkut Sempozyumu düzenlendiğini söyledi.

Dede Korkut Hikâyeleri İnsanımızın Üzerinde Tesir Bırakmıştır

Genel anlamı ile hikâye türünün ilk Türkçe örnekleriyle Dede Korkut kitabında karşılaşıldığını belirten Karataş, “Türk dilinin en güzel yadigârları arasında yerini alan bu metinler yüzyıllardır okunmakta ve dilden dile dolaşmaktadır. Anadolu’nun birçok köşesinde kaynağı Dede Korkut Kitabı olan nice yeni kıssalar, destanlar, hikâyeler vücut bulmuştur. Her tür evladının ve Türk vatandaşının mutlaka okuması gereken bu harikulade hikâyeleri biz ahfadına mirasa olarak bırakan Dedem Korkut ile ilgili olarak burada iki gün boyunca konuşmalar yapılacak. Dede Korkut hikâyeleri insanımızın üzerinde tesir bırakmıştır. 25 bildirinin sunulacağı bu bilgi şöleninin ülkemiz ve insanımız için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Ev sahipliği için değerli rektörümüze teşekkür ediyorum ”dedi.

Dede Korkut’un Soluğu Bizimi İnsanımızda Hala Yaşıyor

Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun ise Dede Korkut Sempozyumunun 15 yılı aşkın bir süredir Bayburt’ta Dede Korkut Şenlikleri düzenlenmesinden dolayı yapıldığını belirtti. Rektör Coşkun, “Dede Korkut’un soluğu bizimi insanımızda hala yaşıyor. Dede Korkut,  kültürümüze entegre olmuş bir şekilde bizim adeta kanımız, damarımız gibi bir şeydir. Burada TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na Dede Korkut kitabına katkılarından dolayı fahri doktora verdik. Hisarcıklıoğlu, bize Dede Korkut’un Dresden nüshasını hediye ettiler. O kitaba baktığımda Bayburtlu bir Hacı Dede’nin bize zaman zaman kafiyeli bir şekilde anlattığı şeyleri gördüm. Hacı Dede’nin anlattıklarının Dede Korkut kitabında olduğunu anladım. O Hacı Dede’nin okuma yazması yoktu. Onun için diyorum ki Dede Korkut bizim insanımızın kültüründe soluk olarak hala var ve  var olmaya devam ediyor. Dede Korkut’un hikâyelerinde yaklaşık 20-21 tane şehirden bahsediliyor. Bunlardan birisi de Bayburt’tur. Bu civarda Dede Korkut’a ait bir kültürlenme hadisesinin olduğu kaçınılmaz olarak bulunmaktadır. İnşallah bu sempozyumda bunların bilimsel köklerine de inilecek ve bunlar değerlendirilecektir. Çok faydalı bir sempozyum olacağını düşünüyorum ”diye konuştu.

Dede Korkut Hikâyeleri Bizim Aynı Zamanda Değişim Hikâyemizdir

Başbakanlık Başdanışmanı Vedat Bilgin, Dede Korkut hikâyelerinin Türk dünyasının her coğrafyasında bulunduğu yerin yerel isimleriyle anıldığını belirterek, “Azerbaycan’a gittiğimizde Dedem Korkut Azerbaycanlıdır. Türkmenistan’a gittiğimizde Türkmenistanlıdır. Bayburt’ta ise Bayburtludur. Kültür sabahtan akşama kadar uğraşarak üreteceğimiz bir şey değildir, bir tarih içerisinde oluşur. Kültürü canlı kılan da onun değişmesidir. Bayburt’ta Dede Korkut hikâyeleri, efsanesi yaşıyorsa bu kültür yaşıyor demektir. Dede Korkut, bir Hacı Dede’nin ağzında hikmetli sözler olarak anlatılıyorsa bu kültür yaşıyor demektir. Göçebe toplumların kültürlerini şekillendiren, onlara bir kültür kalıbı veren özellikler arasında efsanelerin, sözlü hikâyelerin çok büyük rolü vardır. Kültürü onlar şekillendirir. Modern toplumda bunun yerini ideoloji almıştır. Modernleşme sürecimizde, dünya görüşümüzü belirleyen ilkelerin içerisinde;  bu sözlü kültürün, efsanelerin, hikâyelerin modern topluma aktarılmasında çağdaş edebiyatçılara, yorumculara, şairlere, bu kültürü yeniden yorumlayıp üretecek olanlara, büyük bir görev düşmektedir. Dede Korkut hikâyeleri bizim aynı zamanda değişim hikâyemizdir. Dede Korkut hikâyelerinde biz Türklerin göçebe hayat tarzını buluruz. İslam öncesi gelenekleri, sözleri, düşünce biçimlerini buluruz. Aynı zamanda da bizzat İslamlaşma sürecinde Türk kültürünün aldığı yeni şekli buluruz. Buradaki bildirilerle biz Dede Korkut’tan geleceğe uzanan, edebiyatımızın, düşünce dünyamızın zenginleşeceği kaynakları, ipuçlarını bulacağız ”şeklinde konuştu.

Dede Korkut Hikâyeleri Bizim Sözlü Kültürümüzün Şah Eserlerinin Başında Gelir

Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş ise Dede Korkut Kitabı’ndaki bir dua ile konuşmasına başladı. Memiş, “Dede Korkut hikâyeleri bizim sözlü kültürümüzün şah eserlerinin başında gelir. Bu hikâyeleri okuyarak geleceğimizi inşa etmemiz daha anlamlı olacaktır. Bizim kültürümüzü, bizim güzel Türkçemizi 12 güzel hikâye ile anlatan bin yıllık kültür tarihimize, kültür maceramıza Dede Korkut Hikâyeleri ile can verilmiştir. O hikâyelerde göçebe hayatımızın destansı dinamizmi vardır. O hikâyelerde kahramanlık ruhu vardır, milli heyecan vardır, göçebe kültüründen yerleşik hayata geçişin izleri vardır, göçebe kültüründen devlet oluşumuna geçişin izleri vardır. Her şeyden önemlisi o hikâyelerde güzel Türkçemizin zengin ifade gücü vardır. Geleceğimizi inşa etmek adına, milli kültürümüzü gelecek nesillere daha iyi, daha güzel taşımak adına Dede Korkut hikâyelerinin okunmasında ve bilinmesinde çok fayda olacağını düşünüyorum. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na Dede Korkut kitabına katkılarından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu sempozyumun Dede Korkut’u anlama noktasında çok güzel şeylere vesile olacağına inanıyorum ”dedi.

Gençlerimiz, Tarihini, Kültürünü İyi Araştırıp Öğrenmelidir

Bayburt Valisi Yusuf Odabaş ise kültürü ve tarihi eski ve zengin olan bir milletin son devleti Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan vatandaşların Türk kültürünü en iyi şekilde araştırması gerektiğine dikkati çekerek, “Kültürümüzü incelemek, onu gelecek nesillere en iyi şekilde aktarmak zorunluluğu olan bir milletiz. Bu sorumluluğunu yerine getiren başta Bayburt Üniversitemiz Rektörlüğünün ve öğretim görevlilerinin bu konudaki hassasiyetine ve duyarlılığına teşekkür ediyorum. Gençliğimiz, gençlerimiz, gelecek nesilleri ihtiva edecektir. Bundan dolayı gençlerimiz tarihinden kopmamalıdır. Tarihini, kültürünü iyi araştırıp öğrenmelidir. En büyük eksikliğimiz, kültürümüzü ve tarihimizi gereğince ve gerektiğince araştırmamış olmamızdır. Biz tarihimi inceleyip gerekli olduğu şekliyle gençlerimize aktaramadık. Gençlerimiz; Dede Korkut’un düşüncelerini, Dede Korkut hikâyelerini ne kadar biliyor. Bize düşen görev gençlerimize bu hikâyeleri en iyi şekilde aktarmak olacaktır ”diye konuştu.

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin ise Sempozyum Açılış Bildirisi sunumunu gerçekleştirdi.  Kaçalin, Dede Korkut hikâyelerinin Türk efkâr-ı umumiyesine nasıl tanıtıldığı, hikâyelerin yazmalarının basım süreci ve hikâyeler ile İslam kaynakları arasındaki ilişkiyi anlattı.

Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ise açılışta bir selamlama konuşması yaptı. Sempozyumun  birinci oturumdan sonraki oturumlar Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Prof. Dr. Gökhan Budak Konferans Salonu’nda gerçekleşecek. Sempozyum, dördü ilk gün olmak üzere yedi oturumdan oluşuyor.

Yayın Tarihi:   , Son Günc. Tarihi: 
Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük MEtin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

Yukarı